14 Haziran 2009 tarihinde, Radikal iki'de yayınlanan "Kurt vadi mi değiştiriyor, aslına rücu mu ediyor" başlıklı Orhan Tekelioğlu yazısının okunmasını tavsiye ederim. Yazıda kısaca Kurtlar Vadisi dizi analiz edildikten sonra bu reyting garantili dizinin eski bölümlerinin yayınlanma haklarının Kanal 7 tarafından alındığı hatırlatılıyor ve yazıya şu satırlarla son veriliyor;
"Acaba, 'milli' duyarlığı yüksek, 'ülkücü' harekete sempati duyan, 'heyecanlı', 'delikanlı' bir izleyici kitlesinin mütedeyyin bir kanalla tanıştırılması mı amaçlanıyor? Üstelik bu kanal hükümete çok yakın bir noktada duruyor, öte yandan Vadi düşkünü ve 'milli' duyarlığı yüksek kitlenin muhtemel partisi 'milliyetçi' bir 'hareket'. Popüler kültürde de 'milli' duyarlık ile 'dini' duyarlık bir araya gelse daha iyi olmaz mı? İşte, gelecek seçimin kilit sorularından biri budur."
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun ortadan kalkmasından/kaldırılmasından sonra milliyetçi ve aynı zamanda dinci siyasi çizgi bir anlamda sahipsiz kaldı. 2009 yerel seçimlerinden çıkan sonuçları değerlendirdiğimizde ise oy oranını Türkiye genelinde önemli ölçüde artıran bir milliyetçi siyasetin varlığından bahsedebiliriz. Diğer yandan, içi boş ancak ambalajı eşitlikçi ve özgürlükçü gözüken muhafazakar islami siyaset anlayışı ülkenin güney doğusunda beklemediği bir mağlubiyet yaşadı. Bölge halkı kimliğine sahip çıkan bir çizgiyi dinine sahip çıkan bir çizgiye tercih etti ve belliki tercihleri bu yönde giderek kuvvetlenecek. Bu verilerden hareketle umduğunu bulamadığı güney doğuya sırtını dönen ve yükselen milliyetçilikle ortaklaşmanın yollarını arayan eski/yeni bir muhafazakar islami siyasete geri dönüş sinyalleri bir dizi transferinden çıkartılabilir mi? Neden olmasın...
"Acaba, 'milli' duyarlığı yüksek, 'ülkücü' harekete sempati duyan, 'heyecanlı', 'delikanlı' bir izleyici kitlesinin mütedeyyin bir kanalla tanıştırılması mı amaçlanıyor? Üstelik bu kanal hükümete çok yakın bir noktada duruyor, öte yandan Vadi düşkünü ve 'milli' duyarlığı yüksek kitlenin muhtemel partisi 'milliyetçi' bir 'hareket'. Popüler kültürde de 'milli' duyarlık ile 'dini' duyarlık bir araya gelse daha iyi olmaz mı? İşte, gelecek seçimin kilit sorularından biri budur."
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun ortadan kalkmasından/kaldırılmasından sonra milliyetçi ve aynı zamanda dinci siyasi çizgi bir anlamda sahipsiz kaldı. 2009 yerel seçimlerinden çıkan sonuçları değerlendirdiğimizde ise oy oranını Türkiye genelinde önemli ölçüde artıran bir milliyetçi siyasetin varlığından bahsedebiliriz. Diğer yandan, içi boş ancak ambalajı eşitlikçi ve özgürlükçü gözüken muhafazakar islami siyaset anlayışı ülkenin güney doğusunda beklemediği bir mağlubiyet yaşadı. Bölge halkı kimliğine sahip çıkan bir çizgiyi dinine sahip çıkan bir çizgiye tercih etti ve belliki tercihleri bu yönde giderek kuvvetlenecek. Bu verilerden hareketle umduğunu bulamadığı güney doğuya sırtını dönen ve yükselen milliyetçilikle ortaklaşmanın yollarını arayan eski/yeni bir muhafazakar islami siyasete geri dönüş sinyalleri bir dizi transferinden çıkartılabilir mi? Neden olmasın...
Yorumlar